Clifton Yalısı olarak bilinen yalının öykülerle dolu bir geçmişi vardır. 
1881 – 1907 yılları arasında İstanbul’da yaşamış olan İngiliz Dorina L. Neave (Clifton), Twenty six years on the Bosphorus (1933, Londra) adlı kitabında burada yaşadığı yılları anlatmıştır. 1.Dünya Savaşı sırasında, alev alan bir tankerden yayılan petrolle birlikte yangının sahildeki binalara sıçrar ve Kandilli’de Clifton Yalısı ile birlikte 22 yalının yanar. 
Daha sonra inşa edilmiş betonarme villa yerine Boğaziçinde örneği az görülen Fransız-İngiliz etkisinde bir mimariye sahip olan Clifton Yalısının yeniden yapılması Torunlar GYO sahiplerinden Aziz Torun tarafından satın alındıktan sonra mümkün olmuştur. 
Özgün yapının tarihte bir çok fotoğrafı çekilmiş, bazı mimari detayları da yukarıda bahsettiğim kitapta anlatılmıştı. 
Restorasyon Projesi Kurul tarafından "yeniden yapım" "rekonstrüksiyon" olarak onaylandıktan sonra Öztek Mimarlık olarak biz restorasyon inşaatı için görevlendirildik. Projenin en zor bölümü günümüze kadar korunmuş taş duvarların ve kayıkhanenin yerinden korunarak güçlendirilmesi bölümüydü. Sonradan yapılmış betonarme villayı temizledikten sonra taş duvarları ortaya çıkardık. Deniz kotunun altında temellerini güçlendirdik ve üst yapının temellerini attık. 
Yalı özgün haliyle kagir duvarlı ve ahşap bezemeliydi. Cephede bulunan tüm profil ve süslemeler masif ahşaptan imal edildi. 
Yalının üç eğimli çatısı ahşap olarak imal edildi. Çatının projelendirilmesi oldukça karmaşık olduğu için önce maketini yaptık.